Basın özgürlüğü engellenmemelidir
Bilindiği üzere 15 Temmuz darbe girişimden sonra 20 Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 21 Temmuz 2016’dan itibaren 90 günlük süre için OHAL ilanına karar verilmişti. İlan edildiğinde 90 günden önce kaldırılacağı söylenen ve sürenin bitiminde uzatılan OHAL halen devam etmektedir.
OHAL’den, darbe girişiminde bulunduğu düşünülen örgüte ait veya örgütle bağlantılı olduğu değerlendirilen çok sayıda kişi ve kuruluş ile farklı muhalif kesimlerle irtibatı olduğu değerlendirilen çok sayıda kişi, kuruluş ve yayın organı da nasibini almıştır. Halen haklarında herhangi bir soruşturma dahi bulunmayan binlerce kişi kamudan ihraç edilmiş, adil yargılanma hakkı, toplantı gösteri yürüyüşü ve daha birçok temel hak ve özgürlük darbe girişimi gerekçe gösterilerek yasaklanmış veya sınırlandırılmıştır. Yasa koyucu TBMM pasif hale getirilerek en önemli konulardaki özgürlükler KHK’lerle sınırlandırılmış, toplumun büyük bir kesimi birçok yönden baskılanmıştır.
Baskılanan, sınırlandırılan temel hak ve özgürlüklerden önemli birisi de basın ve haber alma özgürlüğüdür. Sadece 20 Temmuz 2016-31 Aralık 2016 tarihleri arasında 5 haber ajansı, 62 gazete, 19 dergi, 34 radyo, 29 televizyon kanalı, 29 yayınevi ve dağıtım kuruluşu olmak üzere toplam 178 medya kuruluşu kapatılışı kararına bu kuruluşların tüm malvarlıklarına el konulması gibi ağır yaptırımlar eşlik etmiştir.
Darbe girişimden hemen 10 gün sonra Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısında 668 sayılı KHK ile vücut bulan kararlar ile ilgili kararnamenin “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirler” başlıklı 2. bölümünün 2. maddesinin 1. fıkrasında “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan…” denerek KHK’nin ekinde sayılan medya ve yayın kuruluşlarının kapatılmasına karar verilmiştir.
Darbe girişimden 3,5 ay sonra kapatılan medya kuruluşlarına yenileri 29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 675 sayılı KHK ile katılmıştır. Bu KHK’nın “Yayın Kuruluşları” başlıklı 5.maddesinde “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan haber ajansları, gazeteler ve dergiler kapatılmıştır” denerek kapatma kararına konu medya alanındaki yapı çeşitliliği artırılmış maddenin devamında kapatılan medya kuruluşları ile ilgili olarak 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin bu kuruluşların mallarına en konulması ve diğer tedbirlerin bu kurum ve kuruluşlar hakkında da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Darbe girişimden yaklaşık 1,5 yıl sonra 2 Ocak 2018’de Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesinin kararıyla Mezopotamya Ajansı, Özgürlükçü Demokrasi, Demokrat Haber ve 1HaberVar Platformuna ait web sitelere erişim engellenmiştir.
OHAL ile darbe girişimi gerekçe gösterilerek muhalif birçok yapı, kişi ve kuruluş üzerinde geniş ölçekteki tedbirlerle ciddi bir sindirme politikası 2 Ocak 2018’de verilen mahkeme kararıyla devam ettirilmektedir.
Basın özgürlüğü, süreli ve süresiz yayın hakkı ile basın araçlarının korunması Anayasanın 28, 29 ve 30. Maddelerinde güvence altına alınmış temel haklardan olup bu maddeler ile kişilerin haber alma özgürlüğü başta olmak üzere bu özgürlüğe erişimi sağlamak isteyenler Anayasa ile korunmaktadır. Ancak KHK’ler eliyle by pass edilen TBMM yerine yasa koyucu gibi davranan iktidar yeniden yapılandırdığı yargı eliyle Anayasada ifadesini bulan söz konusu özgürlükleri ihlal etmektedir. Neredeyse muhalif tüm basın ve yayın kuruluşlarının kapatılması, web sitelerine erişimin engellenmesi ile toplumun farklı haber kaynaklarından beslenme yönündeki tercihi engellenmekte tüm bir toplum tek tip habercilik anlayışına sahip kaynaklardan beslenmeye zorlanarak her vesile ile sindirilmeye devam etmektedir.
Hak İnisiyatifi olarak darbe girişimi gerekçe gösterilerek ilan edilen OHAL’in süresinin dolacağı 19 Ocak’ta uzatılmayarak sonlandırılmasını, OHAL ile sınırlandırılan hak ve özgürlüklerin yeniden tesisi için 15 Temmuzdan bu yana getirilen yasakların kaldırılmasını bu kapsamda Anayasa’nın 28. maddesi ve devamı maddelerinde ifadesini bulan basın özgürlüğü ve bağlantılı diğer haklardan toplumun her kesiminin faydalanabileceği düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz.