Seçim Çalışmalarının Yürütüldüğü Bu Dönemde Meydana Gelen Saldırılar Acilen Aydınlatılmalı, Olası Saldırıları Engelleyici Tedbirler İvedilikle Alınmalıdır
Seçim atmosferinin gündemi kuşatması ile beraber seçime katılan parti ve tarafların propaganda özgürlüklerinin keyfi şekilde kısıtlanabildiğini gösteren bilgiler artmaktadır. Son olarak 26 Mayıs gecesi Ankara’da bayraklama çalışması yapan bir grup Saadet Partili üyenin MHP’li olduğu belirtilen kişilerce saldırıya uğradığı ve en az 7 Saadet Partili üyenin yaralandığı bilgisi edinilmiştir. Açık kaynaklardan izlenildiği ve görüntülerde görüldüğü kadarıyla Emniyet güçlerinin hem olay yerine geç intikal ettiği hem de etkin müdahale etmediği ve saldırıyı durdurmadığı, ayrıca yaralıların hastaneye ulaşmasında dahi geciktirici rol oynadığı anlaşılmaktadır.
Seçim güvenliği sadece seçim günüyle kısıtlı olmayıp seçime giden süreçte propaganda hakkının bütün taraflarca özgürce kullanılmasıyla da ilişkilidir. Bütün tarafların serbest propaganda hakkını kullanması için gerekli ortamı sağlamak ise Hükümetin temel sorumluluğudur.
Buna karşın Emniyet güçleri aracılığıyla çeşitli parti çalışmalarına müdahale edilmesi ve kısıtlanması, ulusal medya kanallarında çeşitli siyasi parti temsilcilerine söz hakkı verilmemesi ve Hükümete yakın bazı medya kanallarında muhaliflerin mesnedsizce karalanmasına yönelik haber dilinin baskın olduğu görülmektedir. Bu durum seçim atmosferinde kontrol edilmesi zor gerilimlere neden olabilmekte ve son olayda görüldüğü gibi insanların hayatına kasteden sonuçlara yol açabilmektedir.
Tekrar hatırlatmak gerekir ki, siyasi parti faaliyetlerine her türlü saldırı girişimlerinin engellenmesi Hükümetin ve Emniyet güçlerinin sorumluluğundadır. Ulusal yayın yapan Hükümete yakın medya kuruluşlarının ise tek taraflı ve şeytanlaştırıcı bir dil kullanmaktan derhal vazgeçmesi seçim güvenliği ile doğrudan ilgili bir unsurdur.