Yusuf Bilge Tunç 195 Gündür Kayıp!
Derneğimiz tarafından 19.06.2019 tarihinde yayımlanan “2016 Yılı Sonrası Kamu Görevlileri Tarafından Yasadışı Alıkonulma İddialarına İlişkin İnceleme ve Araştırma Raporu”nda ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere, 2016 yılından itibaren toplamda 28 kişinin kendisini kamu görevlileri olarak tanıtan kişiler tarafından yasadışı şekilde alıkonulduğuna ilişkin iddialar mevcuttur.
Kamuoyuna yansıyan iddialara göre, 2019 yılının Şubat ayına kadar toplam 22 kişi, 2019 Şubatı’nda ise 6 kişi bu şekilde alıkonulmuştur. 2019 Şubatı’nda alıkonulduğu iddia edilen altı kişiden dördü Temmuz ayının sonunda, Mustafa Yılmaz Ekim ayının sonunda, Gökhan Türkmen ise Kasım ayının başında “ortaya çıkmış” ve gözaltına alınmıştır. Bu kişilerden Gökhan Türkmen dışında hiçbiri kayıp oldukları süre boyunca nerede olduklarına ilişkin kamuoyuna bir açıklama yapmamış ve sessiz kalmıştır. Türkmen ise 271 gün boyunca ağır işkenceler gördüğünü, gözaltında kendisine avukat seçimi konusunda baskı yapıldığını, ifadelerin yazılı olarak verilip imzasının alındığını, sağlıklı bir hukuki danışmanlık hizmeti alamadığını belirterek avukatını duruşmada azletmiştir.
Öte yandan 6 Ağustos 2019 tarihinde, yani yasadışı şekilde alıkonulduğu iddia edilen dört kişi gözaltında ortaya çıkmış fakat Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen henüz kayıpken, Yusuf Bilge Tunç isimli başka bir kişinin de benzeri bir şekilde alıkonulduğu iddia edilmiştir. Derneğimiz yetkilileri Tunç’un yakın aile üyeleriyle bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşme sonucunda ulaşılan bilgileri kamuoyuyla paylaşmak üzere bir açıklama yapma zarureti hasıl olmuştur.
Yusuf Bilge Tunç kamu personeli olarak çalışmaktayken darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan 675 sayılı OHAL KHK’sı ile görevinden ihraç edilmiştir. Daha sonra hakkında bir soruşturma başlatılmış ve yakalanmak için emniyet birimleri tarafından 2017 yılının Nisan ayında ikamet adresine baskın yapılmıştır. Bu baskın sırasında evinde olmayan Tunç daha sonra yakalanmamak için firari bir hayat sürmeye başlamıştır.
6 Ağustos 2019 tarihinde öğle saatlerinden itibaren ailesinin Tunç’la irtibatı kesilmiştir. Aile bu tarihten itibaren Tunç’un kaybolmasıyla ilgili yasal başvurularını yapmıştır. Fakat çeşitli kurumlara yapılan tüm başvurulara rağmen herhangi bir sonuç alınamamıştır. Aile üyeleri kendi kişisel çabalarının bir sonucu olarak 10 Ağustos’ta Tunç’un kullandığı aracı Ankara’da yer alan Çamlıca Mahallesi, 147. Cadde’de kilitlenmiş ve terk edilmiş bir halde bulmuştur. Ailenin aktardıklarına göre, polis memurlar, aile üyelerine, Tunç’un kendi kendine kaybolmuş olabileceğini, pusu kurup aracın bulunduğu bölgede şahsı beklemelerini tavsiye etmiştir. Öte yandan, ailesi tarafından Tunç’un kaçırılmasına ilişkin görüntülerin yer alabileceği MOBESE kameralarının numaraları savcılıkla paylaşılmış olmasına rağmen, ailenin iddiasına göre etkili bir soruşturma yürütülmemiş ve bu kamera görüntüleri incelenmemiştir.
Yusuf Bilge Tunç (Pazartesi itibariyle) 195 gündür kayıptır. Ailesi ve yakınları tarafından kendisine ulaşılamamaktadır. Kendisinin de kamu görevlisi olduğunu iddia eden kişiler tarafından alıkonulduğuna ilişkin makul sebeplere dayanan şüpheler bulunmaktadır. Daha önce alıkonuldukları iddia edilen Mustafa Özgür Gültekin, Zabit Kişi, Ayten Öztürk ve Gökhan Türkmen’in kamuoyuna yansıyan beyanlarında birbirleriyle ve kendi içinde tutarlı ve yeterince detaylı işkence anlatıları yer almaktadır. Bu anlatılarla birlikte düşünüldüğünde Yusuf Bilge Tunç’un şu anda gizli bir yerde işkence görüyor olması ihtimali gayet ciddi görünmektedir.
Hak İnisiyatifi Derneği olarak, her ne koşul ve şart altında olursa olsun işkenceye tolerans gösterilemeyeceğini tekrar vurguluyoruz. İşkence insanlık suçudur. En ağır cürümler dahi işkenceyi meşrulaştıramaz. Kişilerin herhangi bir suç işlediği varsayılıyorsa buna ilişkin takip edilecek olan yasal prosedür bellidir. İşkence yapıldığında yalnızca işkence yapılan kişi mağdur olmaz. Bu yasağın ihlal edilebilir hale gelmesiyle tüm toplum çok ağır bir biçimde mağdur edilmiş olur. İşkence adil yargılanma hakkı başta olmak üzere pek çok hakkı doğrudan ihlal eder, hukukun askıya alındığı intibaını uyandırır, toplumda korku ikliminin oluşmasına sebep olur ve bu yolla tüm toplumu zehirler.
Hak İnisiyatifi Derneği olarak yetkilileri Yusuf Bilge Tunç hakkındaki iddialara kulak vermeye ve Tunç’un bulunması için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz. Dernek olarak, yasadışı alıkonulma ve zorla kaybedilme vakalarını takip etmeyi sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna ifade ediyoruz.
Hak İnisiyatifi Derneği