Home Faaliyetler Basın Açıklamaları Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı Engellenemez

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı Engellenemez

Bilindiği gibi, üniversitelere rektör atanmasına ilişkin aday olarak gösterilecek kişilerin o üniversitede öğretim üyesi olarak çalışıyor olmasını da şart koşan seçim sistemi 29 Ekim 2016 tarihli 676 sayılı OHAL KHK’sıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu KHK ile cumhurbaşkanının üniversite şartı aranmaksızın en az üç yıl profesör kadrosunda görev yapmış kişileri rektör olarak atamasının yolu açılmıştır. Daha sonra 2 Temmuz 2018 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı KHK ile rektörlerin profesörler arasından atanması şartı da kaldırılmış bulunmaktadır.

1 Ocak 2021 Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Prof. Dr. Melih Bulu Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanmıştır. Bu atama kararı üzerine Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesiyle kurumsal bir bağının bulunmaması, okulun geleneğiyle ilişkisiz olması ve atamanın üniversitenin dinamiklerini gözetmeden tepeden inme bir kararla gerçekleştirilmiş olması gerekçeleriyle sosyal medya üzerinden tepkilerini göstermişlerdir.

4 Ocak 2021 Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri üniversitenin yerleşkesinde bir araya gelerek söz konusu atama kararını protesto etmek istemişlerdir. Öğrenciler üniversitenin kuzey kampüsüne girebilmişken, rektörlük binasının bulunduğu güney kampüse girmek isteyen öğrencilere izin verilmemiş, kampüse girmek isteyen öğrencilere kolluk birimleri tarafından müdahale edilmiştir. Bu esnada çekilen giriş kapısının kelepçelerle kapatıldığını gösteren fotoğraf sembolik değerine binaen ulusal ve uluslararası basında kendisine yer bulmuştur.

Olayların gerçekleşmesinden bir günc sonra, 5 Ocak 2021 Salı günü sabahı medyaya protestolara katıldığı belirtilen kişilerin gözaltına alındığı bilgisi yansımıştır. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan basın açıklamasında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanununa muhalefet ve görevli memura mukavemet suçlarını işledikleri şüphesiyle 28 kişinin yakalanmasına amacıyla saat 05.00’te 24 adrese eş zamanlı operasyon gerçekleştirildiği ifade edilmektedir. Açıklamada, 16 kişinin yakalanarak gözaltına alındığı belirtilmektedir.

Hak İnisiyatifi olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ifade hürriyetinin devamı mahiyetinde olduğunu vurgulama ihtiyacı hissediyoruz. Bu haklar, diğer hakların barışçıl yollarla kendileri aracılığıyla savunulabiliyor olmalarından dolayı insan hakları sisteminin tam kalbinde yer almaktadır. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanlış buldukları rektör atama kararını eleştirmeleri bu hakkın en doğal kullanım biçimidir. Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen bu barışçıl protestoyu engellemeye çalışmanın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına müdahale mahiyeti taşıdığını kuvvetle vurguluyoruz.

İkinci olarak, protesto eylemleri sırasında işlediklerinden şüphelenilen suçlara binaen saat 05.00’te bazı kişilerin evine baskın yapılarak gözaltına alınması, bu gözaltı işlemlerinin cezanın kendisi olarak uygulandığı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak isteyen öğrencilerin korkutularak eylemlerin tekrar etmesinin engellenmesi amacına matuf olduğu şüphesini uyandırmaktadır. Bu suçlar eğer işlendilerse emniyet birimlerinin gözü önünde işlenmiştir. Üstelik söz konusu suçların niteliği ve bu suçlar için öngörülen cezalar göz önüne alındığında gözaltı kararı için olması gereken delilleri karartma ve kaçma gibi şüphelerinin varlığı da açık görünmemektedir. Bütün bunlara rağmen şüphelilerin sabah 05.00’te evlerine baskın yapmak suretiyle gözaltına alınmış olması bir güvenlik tedbiri olan gözaltının ceza aracı olarak kullanıldığı ve bu yolla toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiği ihtimalini gerçekçi kılmaktadır.

Hak İnisiyatifi olarak Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yapılan müdahaleyi kınıyoruz. Özellikle ifade hürriyeti ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı gibi hakların kullanımıyla ilgili durumlarda gözaltı ve tutuklama gibi güvenlik tedbirlerinin cezanın kendisi olarak uygulamamasının sağlıklı bir kamusal tartışma ortamının ilk şartı olduğunu vurguluyoruz. Tüm kamuoyunu, insan haklarına ilişkin ihlallerin Türkiye’deki gidişatının değiştirilebilmesi için temel hak ve özgürlüklerimiz hakkında hassasiyete davet ediyoruz.

Hak İnisiyatifi Derneği