ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK VE BU HUKUKU UYGULAYAN ULUSLARARASI MAHKEMELER İNSANLIĞIN BUGÜNKÜ VİCDANIDIR.
ABD Temsilciler Meclisi; İsrail tarafından Gazze’de işlenen İnsanlığa karşı suçlar ve savaş
suçlarından dolayı Başbakan Netenyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında tutuklama kararı
çıkarması sebebi ile, Uluslararası Ceza Mahkemesine karşı yaptırımlar içeren bir kararı 140 Hayır oyu’na
karşı 243 evet oyu ile kabul etmiştir.
Kabul edilen bu karar;”UCM’nin ABD ve müttefikleri tarafından koruma altında olan herhangi bir şahsa
yönelik soruşturma, tutuklama, gözaltına alma ya da kovuşturma girişimlerini doğrudan ya da dolaylı
olarak yerine getirenlere” ülkeye giriş yasağı, ülkeden mülk alışverişi yapma yasağı gibi yaptırımlar
öngörmektedir. Sözkonusu karar ile UCM ye ayrılan fonlar kaldırılmıştır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı ile birlikte ; Uluslararası İnsancıl hukuk
kapsamındaki suçları kovuşturan ve bu hukukun egemenliğine katkı yapan mahkemedir. Mahkemenin
yargı yetkisine giren soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları dünyamızda işlenebilecek en
korkunç suçlardır ve bu suçlar dünyanın barış, güvenlik ve esenliğini tehdit eden en önemli fiilerdir.
Bu korkunç suçların önlenebilmesinin etkili yollarından biri, suçtan zarar gören kurbanların adalet
talebinin karşılık bulması ve suç faillerinin cezalandırılabilmesidir. Suç faillerinin cezasız kalması,
dünyamızı bu korkunç suçlara ve faillerine karşı korumasız bırakacaktır.
Adaletin gerçekleşebilmesi; mahkemelerin bağımsız ve tarafsız karar verebilmesine, suçluların hesap
vermesinin sağlanmasına, etkin şekilde karar alabilmesine ve aldığı kararların etkin şekilde
uygulanabilmesine bağlıdır.
ABD’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) yönelik yaptırımları, özellikle müttefiki İsrail’in
liderlerine yönelik suçlamalar nedeniyle mahkemenin otoritesine karşı adımlar atmaktan çekinmediğini
göstermektedir.
Geçmişte çifte standarttan ve çelişkilerden uzak durmayan ABD, 2002 yılında Roma Statüsü’nden
“imzasını çekerek” UCM’ye mesafeli bir duruş sergileyerek “Lahey İstila Yasası” ile UCM’ne yönelik
izlediği saldırgan bir politikasını devam ettirmektedir.
ABD Temsilciler Meclisinin kabul ettiği bu karar; hem mahkemenin bağımsızlığını hem de uluslararası
evrensel adalet anlayışını tehdit etmekte, çifte standart uyguladıklarını göstermekte, Uluslararası Hukuk
sisteminin etkili kararlar alması ve uygulamasına zarar verilmek istenmektedir. ABD, müttefiklerini
korumak için UCM’ni hiçe sayarken, Ukrayna ve Ruanda gibi kendi çıkarlarına uygun davalarda
mahkemeyi desteklemektedir. BM uzmanları ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının ortak girişimi
olan Açık Toplum Adalet Girişimi, bu yasanın UCM’nin işlevselliğini zayıflatacağını ve hesap
verebilirlik mekanizmalarını tehlikeye atacağını belirterek ABD’ye geri adım atması çağrısında
bulunmuşlardır.
Hak İnisiyatifi Derneği olarak, ABD’yi insanlığa karşı soykırım suçunu açıkça desteklemek demek olan,
insanlık adına utanç yasası olan bu yasadan vazgeçmeye ,
Türkiye’nin ; hem ABD’yi bu kararından dolayı kınamasını hem de Uluslararası Ceza Mahkemesinin
kuruluş, görev ve yetkilerini düzenleyen 1998 tarihli Roma Andlaşmasını imzalaması için
Cumhurbaşkanlığı’na çağrı yapıyoruz.
Sonuçta ABD tarafından Uluslararası Ceza Mahkemesine karşı uygulamaya konacak bu yaptırımlarla,
uluslararası insancıl hukuk ilkeleri , Uluslararası adalete olan inanç ve insanlığın esenlik, güvenlik ve
barış içinde yaşama çabası zarar görecektir.
HAK İNİSİYATİFİ DERNEĞİ