MERKEZİLEŞTİRME ve SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ DIŞLANMASI FELAKETİN BOYUTLARINI BÜYÜTMEKTEDİR
Kahramanmaraş merkezli yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sebebiyle Adana, Hatay, Osmaniye, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Adıyaman , Malatya ve Kilis başta olmak üzere tüm ülke maddi ve manevi bir şekilde felaketten etkilenmiş, binlerce insan hayatını kaybederken on binlerce insan yaralanmıştır. Felaketin yaşandığı ilk andan itibaren tüm yurttaşlarda genel bir seferberlik algısıyla ihtiyaçlar belirlenmiş, yardımlar toplanmış ve öyle ki çoğu zaman yapılan çağrılar ile enkaz altından nice canlar çıkarılmıştır.
Deprem bölgesine gidebilen insanlarımız sahada yardım ve enkaz çalışmalarına destek olurken, farklı illerde olanlar ise ihtiyaçları en kısa zamanda temin edebilmek için canla başla çalışmışlardır. Kamuoyuna yansıyan ve deprem bölgesinde çalışan gönüllülerin aktardığı bilgilere göre felaketin yaşandığı ilk günden gelinen bu zamana kadar koordinasyon eksikliğinin olduğu bilinmektedir. Özellikle ilçe ve köylere ihtiyaçların ulaştırılamaması, ülkenin dört bir yanından gönderilen yardımların şehir merkezinde bırakılmak zorunda kalınması, ihtiyaç dağıtımlarının tek elden yürütülmeye çalışılması ile felaketin boyutu katlanarak devam etmiştir. Yine bilinmektedir ki yardım ağının tek elden yürütülmeye çalışılması fiziki imkansızlıkları da beraberinde getirmektedir.
Öyle ki; gelinen bu noktada bütün yardımların yalnızca AFAD aracılığıyla yapılacağı, AFAD’ın bilgisine sunulmadan diğer illerden gelen yardımların kabul edilmeyeceği ve ihtiyaçların sadece AFAD bünyesinde giderilebileceği bilgisine ulaşılmıştır. Fakat özellikle vurgulamak isteriz ki; böylesi yıkıcı bir felaketten etkilenen milyonlarca insanın ihtiyacı, destek almayan bir kurum ile giderilmesi imkansızdır. Bu durum ihtiyaçların, ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelleyen bir uygulamadır.
Yaşamış olduğumuz felaketin üzerinden neredeyse 5 gün geçmişken, henüz hiçbir ihtiyacına ulaşamayan veya kısıtlı bir şekilde ulaşan binlerce insanın olduğu bilinmektedir. Yaşamsal koşulların bu denli zor olduğu günlerde destek ve dayanışmayla yaralarımızın bir nebze de olsa sarılacağı aşikardır. Ancak sivil toplum kuruluşlarını, sivilleri, profesyonel ve gönüllü kuruluşları bu dayanışma ağının dışında görmek, kasten sürecin dışında tutmak ancak ve ancak felaketin daha fazla büyümesine yol açacaktır.
Bu sebeple özellikle dağıtım ağının güçlendirilmesini, yardımların koordinesiz bir şekilde tek elde tutulmasının engellenmesini, sivillerin ve sivil toplum kuruluşlarının dağıtım ağına ivedilikle dahil edilmesini talep eder; konuyla ilgili siyasi partilerin, kamuoyu figürlerinin, il ve ilçe temsilciliklerinin ilgili mekanizmayı kurması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunarız.