İsrail’deki İşkence ve Cinsel Saldırı İddiaları: Cezasızlık ve Yargı Krizinin Derinleşen Göstergesi
Hak İnisiyatifi olarak, İsrail’de dokuz askerin bir Filistinli erkek mahpusa yönelik ağır işkence ve cinsel saldırı iddialarına karıştığı, olayın kamuoyuna yansımasının ardından adalet arayışının sistematik biçimde engellendiği yönündeki gelişmeleri derin bir endişeyle izliyoruz. Uluslararası insan hakları hukukuna göre işkence, insanlık dışı muamele ve cinsel şiddet mutlak biçimde yasaklanmış suçlardır. Mağdurun sistematik işkence ve cinsel şiddet fiillerine maruz kaldığını gösterir mahiyette; kaburga kırıkları, kafa travması ve rektal bölgede parçalanma bulgular kamuoyuna yansımıştır.
Olayın failleri olduğu iddia edilen dokuz askerden beşi, maskeli bir basın açıklaması yaparak, suçlamaları reddetmiş, hatta takdir edilmeleri gerektiğini ileri sürmüştür. Bu açıklama, sadece mağdurun değil, adaletin de ikinci kez istismar edilmesi ve cezasızlık kültürünün bariz bir tezahürüdür.
Yaşanan olay ile ilgili olarak İsrail Adalet Bakanı Yev Levin’in, mevcut Başsavcı’ya güven duymadığını beyan ederek, kendi seçtiği emekli bir yargıcı olayı soruşturmak üzere görevlendirmesi ve olayı kamuoyuna duyuran dönemin askeri başsavcısı Tümgeneral Yifat Tomer Yeruşalmi’nin tutuklanması ve Adalet Bakanı’nın kendisini “cezalandırmak için elinden geleni yapacağını” açıklaması, yargı bağımsızlığı ilkesini doğrudan zedelemekte olan ve hesap verilebilirliği ortadan kaldıran siyasi bir müdahaledir.
Faillerin korunması, ihbarcıların cezalandırılması ve yargı süreçlerine yapılan açık siyasi müdahaleler, İsrail yargısında adaletin değil, cezasızlığın kurumsallaştığını göstermektedir.
Hak İnisiyatifi olarak,
Tüm sorumluların uluslararası hukuk normlarına uygun biçimde bağımsız ve tarafsız bir şekilde yargılanmasını,
Olayı ifşa eden yetkililerin derhal serbest bırakılmasını,
İsrail yönetiminin işkence ve cinsel şiddet iddialarına ilişkin uluslararası soruşturmaya açık bir tutum benimsemesini talep ediyoruz.
